Yükleniyor
İlyas ve Safiye’den doğma Mustafa YAZICI (İba) Hocaefendimiz, 1911 yılında Yenicami (Kurloz) Köyünde dünyaya geldi. İki kuşak öncesinden dede İbrahim Efendiye, yöre halkı İBA lakabını takmıştır. Sülale böylece bu lakapla tanınır olmuştu. Mustafa YAZICI Hocaefendimiz de bir çok insan tarafından bu lakapla tanınır ve bilinirdi. Küçük yaşlarda iken kendi köyündeki camide hafızlığa başladı. Hafızlığından sonra ise kendi köyündeki camide imamlık yaptı. Daha sonra İstanbul’a giden hocamız burada bir süre sandalcılık yaptıktan sonra tekrar köyüne dönerek aynı camide imamlık görevine devam etti. İmamlık görevi sırasında dönemin büyük alimlerinde dersler alarak ilmi bilgisini geliştirdi.Çayeli Büyükköy Merkez Camiinde yedi yıl görev yapan hocamız tekrar köyüne dönerek Adacami Merkez Camiinde son olarak ondört sene imamlık yaptı.
Nimetin şükrünü bilen, israftan kaçınan, dini ilminin yanı sıra edebi ilimlere de önem veren hocamız tarafından yazılmış, aşağıda kayıtlı olan “Ah Gidi Yeşil Rize” adlı şiirindeki beyitler hocamızın duygu ve düşüncelerini nasıl da anlatıyor.
Böyle veciz anlatımlarla yol göstererek bizleri düşünmeye sevk eden, 71 yaşında iken 10.05.1982 tarihinde vefat eden, Emine hanımla evli iken iki kız evladını geride bırakarak aramızdan ayrıldı hocamız. Yenicami Köyünde 12.05.1982 günü Çayeli Müftüsü Çolak Nevzat Hocaefendi tarafından kıldırılan cenaze namazı sonrası, sevenlerinin ve dostlarının elleri üzerinde son yolculuğuna uğurlanan hocaefendimiz, aynı yerdeki aile kabristanlığına defnedildi.
Mezar taşında;
Okudu okuttu uzun bir müddet
Elli yıl eyledi islama hizmet
Müminlere verdi vazu nasihat
Güzel ahlakıyla buldu fazilet
Her türlü hayrata gösterdi gayret
Duası aleme şayanı hayret
Umumi efkardan çok gördü hürmet
Cemiyet erbabı hem dahi cömert
Dini fıkralarla bulmuştu şöhret
Herkese beslerdi hüsnü muhabbet
71 yaşında öldü nihayet
Aleme bıraktı gözyaşı, minnet
İBA HOCA NIN
Ruhuna Fatiha eyleyin himmet.
İbareleri yazılı olan saygıdeğer Hocaefendimize; Allah (c.c)’dan rahmet, ailesine, yakınlarına ve sevenlerine sabr-ı cemil, ecr-i ceziller diliyoruz.
Ruhun şad olsun hocam.
AH GİDİ YEŞİL RİZE!
Ah gidi yeşil Rize, çaydan aldın adını
Gülüyor memleketin erkeği ve kadını
Çok senelerden evvel yetiştin derdimize
Taze tomurcukların neler bahşetti bize
Gelinlerin boynuna taktın beşi birlikler
Kızların kollarını doldurdun bilezikler
Süsledin yamaçları cennet oldu bu yerler
Saymakla bitiremem daha neler var neler
Seni yaşatmak için dikkatli olmalıyız
Taze filizlerini sepete koymalıyız
Yabancı maddeleri, yahut kart yaprakları
Sakın katma hemşehrim, koca,koca sapları
Yerliye, yabancıya sevdirmeli bu malı
Rengi, kokusu güzel, randımanlı olmalı
İdareciler işe çok titiz davranmalı
O biçim adamları kantara almamalı
Bu mübarek nimetin kadrini bilmeliyiz
Dünyadan hırsızlığın kökünü silmeliyiz
Eğer ihmal edersek kıyarız kendimize
Neme lazımcılığın zararı hepimize
O bizdendir, değildir adam kayırmamalı
Partilidir değildir, zümre ayırmamalı
Yol, köprü, hasenata bakanlarımız azdır
Azından anlayana sivri sinekler sazdır
Evvelce varmiidi bu rahatlık bu para
Hanımda Erkeğinde düşünce kara,kara
Çarığın deliğini şokalilan tikardun
Kirli çamaşırları kül suyuy’la yikardun
Baban getiremezdi yarım kalıp sabunu
Kalçasını soyardi giydiği iplik donu
Buğday ekmeği bulsan verirdin hastalara
Omuz üstü bakardın şekerli pastalara
Yüz paralık iç yağı atabilsen kazana
Şekeri bulabilsen saklardın ramazana
Şimdi evde radyosu, çamaşır makinası
Gardrobu, koltuğu, somyali karyolası
Milangazı da aldı, çifter,çifter halısı
Ne bu israf sefahat! Sanki Newyork valisi
Daha neler var neler, işte sayayım bakın
Her düğünde atılır mermiler bine yakın
Takaruf on beş ateş atılır da atılır
Bunların arasına bombalar da katılır
Bu kadar bomba, mermi nerelerde satılır
Arayan soran yoktur,desem kime çatılır
İstersen anlatayim daha da berbatını
Meyhaneciye sorun rakı sarfiyatını
Kırk sene evvelini çabuk unuttun neden?
İnanmazsan sor da bak sağ değil midir deden?
Bu gidişle acaba gidiyoruz nereye?
Yıkılır herşeyimiz, boğuluruz dereye
Kapıldık sosyeteye, eskileri unuttuk
Bu hal böyle giderse hepimiz hapı yuttuk
Mustafa YAZICI (İba Hoca) 1978