Yükleniyor
2 Ocak Cuma gününü Cumartesiye bağlayan gece, zerreden küreye bütün bir kâinata rahmet olarak gönderilen Resûl-i Ekrem Efendimiz (sas)’in varlık âlemini şereflendirmesinin 1444. yıl dönümünü idrak edeceğiz. Öncelikle mevlid-i şerifine bir kez daha erişme
Kur’an-ı Kerim’de “Size öyle bir peygamber gelmiştir ki, sıkıntıya uğramanız ona ağır gelir. O size çok düşkün, müminlere karşı çok şefkatli ve merhametlidir.” buyrulur. Peygamber Efendimiz (sas)’in adalete ve merhamete dayalı kuşatıcılığı birlikte yaşadığı ashâbına olduğu kadar, gelecek ümmetini de kapsar. O’nun sözleri, insanı özüyle tanıştıran, kendisiyle barıştıran, tabiatla kaynaştıran, Rabbine yönelten hatırlatıcı düsturlardır. Onun hayatı bizim için insafın, vicdanın, affın, sabrın, hoşgörünün ve şefkatin örnekliğidir.
“Emin” olmak ve karşısındakine güven vermek insanlık değerlerinin en başında gelir. Kardeşin kardeşe, ebeveynin evladına, çocuğun ana-babaya, komşunun komşuya, toplumların diğer toplumlara karşı güven duygusu, toplumsal hayatımızın en temel vasfı olmalıdır. Dünyanın bir eman yurdu, bütün şehirlerin güvenlik beldesi ve yeryüzünün esenlik diyarı olması için “Muhammedü’l Emin” olan o kutlu insanın özelliklerine ve örnekliğine bugün dünya Müslümanlığının ve insanlığın her şeyden çok ihtiyacı vardır.
O’nun örnekliği sadece şekle dayalı sünnetlerin yaşatılması değildir. O’nun örnekliği ahlaki vasıflarının tüm özelliklerini alabilmek ve bunları hikmetine uygun yaşayabilmektir. Sünneti sadece bedenimizi örtmek için giydiğimiz libasta arama ve yaşatma yerine, benliğimizi her türlü kötülüklerden koruyacak olan iyi davranışlarda arama ve yaşatmamız gerekir. Hz. Peygamber (sas)’in her davranışı bize bir hikmeti öğretir. Bu hikmetlere dayalı yaşama ölçütleri ancak bizi bir adım daha O’na ve O’nun sünnetine yaklaştırmış olur. O bizim için her şeyiyle örnektir. Baba olarak örnektir, eş olarak örnektir, öğretici olarak örnektir ve yönetici olarak örnektir.
Peygamber Efendimiz (sas), ırk, dil, renk, yaş, cinsiyet ve sosyal statü farkı gözetmeksizin “insana” yani “yeryüzünün şerefli halifesine” sorumluluklarını ve taşıdığı emaneti öğretmiştir. İnsanlık, bir olan Allah’a ubudiyeti, bu ubudiyet bilinciyle hayatı kavramayı, kâinata hikmetle bakmayı, bütün mahlukata şefkatle davranmayı, hakkın ve hakikatin yolunda olmayı, adaletten ayrılmamayı, fazileti her türlü dünyevi hırsın önünde tutmayı ondan öğrenmiştir. Müminler bütün zamanlarda hem emin olma hem de emaneti taşıma bilincini ahlakı Kuran olan Peygamberimizin örnekliğiyle kavramışlardır. Bu emanet, fitne çıkarmak ve bozgunculuk yapmak yerine bilgi, hikmet ve marifetle yeryüzünü imar ve inşa etmektir. Bu bilince erenler insanları yönetirken zulum, baskı ve zorbalık yerine adaletle ve merhametle yönetirler. Hiçbir zaman zulmün ve zalimin yanında değil her zaman mazlumun ve mağdurun yanında olurlar. Hz. Peygamberi, rehber kabul edenler, hırs ve iştahlarına yenilerek doğayı tahrip etme yerine onu kendisinin emanetinde olan bir değer olarak kabul ederler. Hâsılı müminler bütün Peygamberlerin ve peygamberimizin davasının sadece ve sadece iman, ahlak, adalet ve merhamet davası olduğunu kabul ederler ve bu değerleri kendilerine dava yaparlar.
Peygamberimizi anmak bu duygu ve düşünceleri hatırlamaktan bağımsız düşünülemez. Bugün körelmeye yüz tutmuş hassasiyetler, ubudiyeti unutmuş zihinler, hırs, tamah, kibir ve güç tutkusuyla kararmış kalpler, belleğini yitirmiş, medeniyetinin değerlerini heba etmiş toplumlar onun mevlidini idrak ederek Peygamber Efendimiz (sas)’in örnekliği ve rehberliğiyle yeniden bir doğuşa muhtaçtır.
Bu duygu ve düşüncelerle Mevlid Kandilini tebrik ediyor, başta ülkemiz ve İslâm dünyası olmak üzere tüm insanlığın Peygamber Efendimizin (sas) yüce örnekliğinden nasibdar olmasını Cenab-ı Mevlâ’dan niyaz ediyorum.
Yönetim Kurulu Adına
Mustekim KABA
Genel Başkan